![]()
Burhan Kale
bkale007@hotmail.com
Şair ve Ölüm
28/05/2021
Ölüm hayata gelmenin bedeli çünkü
her canlı ölmekte… Özellikle bu salgın döneminde yakın, uzak çevremizden nice
sevdiklerimiz, değer verdiklerimiz gül gibi solup gitmediler mi? İnanç ve kültürümüzün ölümü koyduğu
yeri, iç dünyamıza ne kadar oturtabilmekteyiz. Ölüme nasıl bakmaktayız, düşünce
dünyamızda nereye yerleştirmekteyiz? Daha önemlisi bizim ölüme bakışımızın diğer
milletlerden farkı var mı? Sanatçı; yaşadığı cemiyetin sadece
ölüme değil, dünyaya, hayata maddi ve manevi ne varsa etrafında, işte onlara,
bakışını eserleriyle dünyaya anlatmalıdır. Kendisinde ya da insanında
gördüğü fena şeyleri de derinlemesine, bence edebi olarak yani “batılı tasvir
etmeden” anlatmayı başarabilmelidir ki, bu derin oyukların farkına varması yine
insana ait güzellikleri göz önüne serdiği metinlerinin edebi değerini
yükseltecektir. Bu konulara yoğunlaşmak gerekmektedir. Şairin işi ise zordur; gerek
kendine dokunan her şeyi gerekse bu şeylerin içinde ölümü, içinde anlatmak
istediği kavramın geçmediği, burada ölüm kelimesinin geçmediği, kelimelerle
anlatmak kolay olmasa gerek... Biçare gün, ufuk çizgisi, Renklerin en güzeli karanfil… Yürekte
kalanlar ebede yakın, Sonsuzluk bitevi yağmur… Ölüm hakkında bana dokunan dizelerdendir… İçinde ölüm kelimesi
geçmeden anlatıyor ölümü, öyle geliyor bana… Yalnızlık ölümün kardeşi olduğuna
göre Selçuk ŞAMİL’in Soledad’ında “Kucağın
öyle soğuk ki!” demesi ayrılığın içimi
ölümden çok ürperttiğini gösterdi bana… …Hikâyesi biter zülüflerinin,
Gözlerin arar yenibaharları, Çiçekler açılır şiir bahçelerinde, Ayrık durur sayfalar eller kavuşur, Bakışların gün doğumudur ufkun, Kayda geçer parmak uçların ve gelincikler, Çiçekler solar ve serencamı biter vefanın... Ölüm üzerine yazılan bir şiir, daha doğrusu hikâyesini kendim
gördüğüm ve kelimelerle ördüğüm bir şiir… Bir de şairin ölümü var değil mi? O
konuda A.Kalemler Kültür Sanat Edebiyat Dergisi’nde Rayiha*mız var; Şairler ölümsüzdür sevgilim bil ki Sonsuzluğu besleyen gözlerin kadar… Hüzün yumağından örülüdür elbiseleri, Kim giyse yakar, en azı zülüflerin kadar… * A.Kalemler Kültür Sanat Edebiyat Dergisi
Sayı: 30 Sayfa: 4
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
AŞK... - 26/11/2024 |
Sen; gecenin koynunda parlayan yıldızımsın... Denizin dibinde saklı cevherim sensin... |
AH SEYRANİ VAH SEYRANİ… - 29/04/2024 |
Aylar sivrisinek, yıllar böğelek, Dünyanın çivisi çıktı Seyrânî... En uslu dediğin durmuyor dölek, Yapanlar binayı yıktı Seyrânî... |
EŞREF İ FANİ - 21/12/2023 |
Ben de sana benzemeye başladım cancağızım, başkalarından bekler oldum erdemli insan olmalarını, oysa kendi içimde kemale ermeliydim... Kurmak istediğim dünyayı önce benliğimde kurmalıydım... |
Gaflet - 07/11/2023 |
Gaflet; kendisinin farkında olmamak, neler yapabileceğinin bilincini yitirmek, bakışlarını hep ufuklarda dolaştırırken gözünün önünü görmemek... |
Yeni Cilalı Taş Devri! - 13/06/2023 |
Özgürlüklere sınır çizilmesine şiddetle karşı çıkanların başkalarının özgürlüklerine sınır çizme hususundaki akıl almaz gayretlerini görünce açık pencereleri kapat! |
Dünya Şiir Gününde... - 21/03/2023 |
Şair, uzun soluklu bir koşucudur... Bu koşunun sonunda insanın dünyadaki macerasını içeren "mağara duvarı"na az ya da çok bir şeyler yazmayı başarabilen insandır o... |
Akşam... Yine Akşam... Yine Akşam... - 06/03/2023 |
Nedense akşam olurken Reşat Nuri’nin Mürşit Efendisi gibi Ahmet HAŞİM’e Acımak gelir içimden… |
Şiir Kaybolunca... - 13/10/2022 |
Ruhumuza temas eden ve bizleri kanatlandıracak olan o kaybolan şiirleri bulmanın mekânı adeta bir ticari meta haline gelen günümüz sanat dünyası asla değildir… |
Ey Sevgili - 02/06/2022 |
Erciyes gamzelerinin öyküsüdür, yıldızlar bir tutamıdır saçlarının. Şiirle beslenmeyen fakirleşir ve fani şehirler mahyalarda dirilir |
![]() |