Beste Bekir
bestebekir@hotmail.com
BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK: KADIN KARAKTERLERİN PORTRELERİ
04/06/2024 Edebiyat, insanoğlunun derinliklerine inen bir ayna gibidir. Kadın karakterler de bu aynanın önemli yansımalarından biridir. Edebi eserlerdeki kadın karakterlerin çeşitliliği, toplumdaki kadınların rollerinin ve algılarının da bir yansımasıdır. İşte bu makalemde, dünyadan ve Türk edebiyatından örneklerle edebi eserlerdeki kadın karakterleri analiz edeceğim.Jane Austen'in "Aşk ve Gurur" adlı romanında Elizabeth Bennet karakteri; güçlü iradesi, zekâsı ve bağımsız düşünceleriyle öne çıkan biri olarak dikkat çeker. Toplumsal beklentilerin dışında hareket eden ve kendi kararlarını alan Elizabeth, klasik kadın rolünden sıyrılarak okuyuculara ilham verir. Bir başka önemli eser olan Charlotte Brontë'nin "Jane Eyre" adlı romanında romanla aynı adı taşıyan karakter de klasik romantizm kahramanlarından farklı olarak güçlü bir karakter olarak göze çarpar. Kendi bağımsızlığı için mücadele eden, duygusal zekâsı ve kararlılığıyla ön plana çıkan Jane'i Brontë, sıradan bir kadın olarak değil, güçlü ve bağımsız bir karakter olarak tasvir ederek kadınların potansiyelini vurgulamıştır. Gabriel Garcia Marquez'in "Yüzyıllık Yalnızlık" adlı romanını incelediğimizde ise yazarın, kadın karakterleri çeşitli ve farklı yönlerden ele aldığını görürüz. Özellikle, Ursula Iguaran karakteri, ailesinin ve toplumunun kaderini şekillendiren güçlü bir figür olarak öne çıkmaktadır. Ursula'nın direnişi ve kararlılığı, kadınların toplumsal normlara karşı mücadelesini yansıtır. Değinmeden geçemeyeceğimiz bir başka önemli eser olan Virginia Woolf'un "Mrs. Dalloway"inde Clarissa Dalloway, döneminin toplumsal sınırlamalarına rağmen kendi kimliğini bulmaya çalışan bir karakter olarak karşımıza çıkmaktadır. İç dünyasının derinlikleri ve duygusal karmaşıklığı, Woolf'un kadın karakterlerine özgü incelikli portrelerinden biridir. Türk romancılığına baktığımızda da kadın karakterlerin önemli bir yeri olduğunu görürüz. Edebiyatınızda kadın karakterler aracılığıyla genellikle toplumsal cinsiyet rolleri, aile içi ilişkiler, modernleşme süreci ve kadının toplumun inşasındaki önemli yeri gibi konular ele alınmıştır. Örneğin Türk edebiyatının öncü kadın yazarlarından biri olan Halide Edip Adıvar, eserlerinde kadınların toplumdaki yerini ve onların bireysel gelişimini ele almıştır. Özellikle "Handan" ve "Ateşten Gömlek" gibi eserlerinde kadın karakterlerin iç dünyalarını ve yaşadıkları zorlukları işlemiştir. Yine Türk romancılığının mihenk taşlarından Reşat Nuri Güntekin'in eserlerinde de sıkça kadın karakterlere rastlanır. Örneğin "Çalıkuşu" romanı, Türk edebiyatının en popüler eserlerinden biridir. Ana karakter Feride'nin yaşadığı deneyimler üzerinden toplumsal normların ve kadının rolünün sorgulandığı eserde bir toplumun gelişmesi için kadının ne denli önemli olduğu gözler önüne serilir. Edebiyatımızın dünyaca ünlü duayeni Yaşar Kemal'in eserlerinde de güçlü kadın karakterlere rastlanmaktadır. Özellikle "İnce Memed" serisinde, Memed'in hayatında önemli roller üstlenen kadın karakterlerin güçlü kişilikleri ve yaşadıkları zorluklar vurgulanır. Gerek Türk edebiyatına gerekse dünya edebiyatına ait ünlü eserlerin merkezindeki kadın karakterlerden anlaşıldığı üzere, edebi eserler kadınları yalnızca romantik figürler olarak görmeyi reddeder; dolayısıyla onları toplumsal normların içine hapsetmez, aksine çok yönlü ve güçlü bireyler olarak tasvir eder ve onların topluma yön verme kabiliyetlerine de dikkat çeker. Kadın karakterlerin bu çeşitliliği, edebiyatın insan doğasını anlama ve keşfetme gücünü gösterir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
POSTKOLONYAL EDEBİYAT: KİMLİK, AİDİYET VE DİRENİŞ ANALİZİ - 23/08/2023 |
Sömürgeciliğin bıraktığı sorunları felsefi ve edebi teoriyle açıklayan edebi akıma postkolonyalizm denir. |
İNSANCIL EDEBİYAT - 18/12/2021 |
Edebiyat ideolojilerüstüdür, ideolojik ya da başka birtakım kalıplara sığdırılamayacak denli engin bir okyanustur. |
FELSEFEDEN ŞİİRE UZANAN YOL: ORUÇ ARUOBA - 11/07/2021 |
Ahmet Oruç Aruoba, 14 Temmuz 1948'de Kocaeli'nin Karamürsel ilçesinde dünyaya gelir. Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu Fahri Aruoba ile şair, gazeteci Muazzez Kaptanoğlu'nun üç çocuğundan biridir. |
DİRİM - 02/06/2021 |
Hayalin Işıltılar İklimi'nden "Dirim" isimli şiiri... |
KADININ ŞİİRSEL SESİ: GABRIELA MISTRAL - 12/05/2021 |
"Öpücükler" şiiri, en popüler şiirlerinden biri olmasının yanı sıra, Gabriela Mistral'ın ruhunun şiirselliğini de gözler önüne sermektedir. |
"SEVME SANATI" ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME - 26/04/2021 |
Erich Fromm'un 1956'da yayınlanan "Sevme Sanatı" adlı kitabı, bir kitaptan daha fazlasıdır. Birkaç nesil için ilham kaynağı olan bu yapıt, hâlen güncelliğini korumaktadır. |
BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİĞİN ÖDÜLLÜ YAZARI - 11/04/2021 |
Halk arasında Gabo veya Gabito olarak bilinen Gabriel Garcia Marquez, Latin Amerika'nın en önemli edebiyatçılarından biridir ve büyülü gerçekçiliğin bir temsilcisi olarak anılan Kolombiyalı bir yazar, gazeteci, şair, editör ve senaristtir. |
MODERNİZME BİR BAŞKALDIRI: ULTRAİZM - 27/03/2021 |
Edebi ultraizm, I. Dünya Savaşı'nın sonunda ortaya çıkan bir İspanya ve Latin Amerika kökenli harekettir. Ultraist hareketin temel amacı, modernizme ve 98 Kuşağı'na karşı cephe oluşturmaktır. |
HAYATA TUTUNAMAYAN ŞAİR: GEORG TRAKL - 17/03/2021 |
Trakl şiirlerinde çürüme, yalnızlık ve ölüm düşüncelerini âdeta ete kemiğe bürüyerek biçimsel ve tonal güzellikle birleştirir. Özellikle geç dönem şiirleri kıyamet duygusu ile karakterize edilir ve yaklaşan bir felaket hissini aktarır. |
Devamı |